20 Aralık 2015 Pazar

Garipçe Köyü Kahvaltı Aydın Balık Kahvaltı ve Asmaaltı kahvaltı mekanları nerede ve nasıl gidilir?

Saklıgöl kahvaltısından sonra yine bir kahvaltı yazısı ile karşınızdayım. Saklıgöl yazıma buradan ulaşabileceğiniz bilgisini verdikten sonra Garipçe ile ilgili gözlem ve yaşadıklarımızı anlatmak istiyorum.
Cumartesi gecesi ani alınan karar ile Garipçe köyüne gitmeye karar verdik. Daha önce hiç gitmediğimiz bir yer olduğu için önce internetten ön araştırma yapmak istedim. Araştırmalarım sonucunda Aydın Balık & Kahvaltı ve Asmaaltı Kahvaltı mekanları dikkatimi çekti. Hakkında Zomato ve diğer Mekanist topluluların yazılarından etkilenerek kafamda kötü bir izlenim oluşturturan Aydın Balık yerine Asmaaltı Kahvaltıya gitmeye karar verdik. 

Gece uyumadan önce 'sürekli kaybolan adeta yol özürlüsü' ben navigasyondan Asmaaltı Kahvaltı'nın yerini tespit edip uyudum ve ertesi gün sabah 8 de kalkmanın planı ile yola çıkmanın hesaplarını yaparken uyuya kalmam sonucunda saat 10'da yola çıkabildik. Birlikte gideceğim çok değerli bir kişiliğin dırdırlarına maruz kalarak yola nihayet çıkabilmiştik. Geç kaldığımız için oraya vardığımızda kahvaltı bulacağımızdan şüpheli bir şekilde Mecidiyeköy'den Garipçe'ye 1 saatten az bir sürede varmayı başardık. Korktuğumuz başımıza gelmedi. Garipçe'ye vardığımızda kahvaltı servisinin 16.00'a kadar sürdüğünü öğrendik ve arabamızı Aydın Balık & Kahvaltı'nın önünde bulunan açık otopark'a park ettikten sonra anahtarı valeye teslim ettim. 
Aydın Balık & Kahvaltı bulunduğu konum itibari ile görüntüsü ile bizi cezbetse de internetten araştırıp kafamıza koyduğumuz Asmaaltı'nda kahvaltı yapmaya kararlıydık. 100 metre kadar yürüdükten sonra Asmaaltı Kahvaltı'ya ulaştık. İnternetten baktığımda 2 katlı sandığım bu mekan aslında tek katlı ve 4 bölümden oluşan bir yer olduğunu gittiğimizde öğrendik. Bu bölümleri teker teker tanıtmak istiyorum.

1.Bölüm: Sobalı Kısım
Açıkcası bizim en beğendiğimiz bölüm burasıydı internetten araştırırken de bizi bu görüntü etkilemişti. Sobanın üzerinde ekmek kızartıldığı için içeriyi kaplayan mis gibi koku bizi biran da olsa geçmişe götürmeyi başarmıştı. Ne yazık ki bu bölümde boş olmadığı için diğer kısımlara oturtmayı teklif ettiler. Sırayla her bölüme sokup aaa burada da boş yer yokmuş deyip kapının önündeki masalara oturmamızı teklif ettiler. Kapının önünde oturtmak istemelerine gocunmak değil de 9 10 derece sıcaklıkta bizi dışarı oturtmak istemeleri biraz tuhafımıza gitmişti. Dışarıda oturmak istemediğimizi söyleyince de peki o zaman sonra gelin eğer boşalırsa oturursunuz dediler. Bizde oradan hızla uzaklaşmayı tercih ettik. 2 kişi olduğumuz için sanırım maddi getiri potansiyelimiz onları cezbetmedi.

2. 3. ve 4. bölümleri fotoğrafsız tanıtmak istiyorum. 2. bölüm yaz aylarında üzeri açık olan kışın havaların soğuması ile beraber kış bahçesine dönüştürülmüş sobalı kısım kadar olmasa da yine de hoş bir görüntüye sahip olan yer. 3. bölüm açık büfenin sunulduğu yer.

Aydın Balık & Kahvaltı
Asmaaltına gitme düşüncesi ile yola çıkıp orada keşfettiğim bir mekan. İnternette hakkında yer alan kötü yorumlara katılmadığımı söylemek isterim. Mekan kalabalık olmasına ve 2 kişilik masaların boş olmasına rağmen biz 2 kişilik masa yerine denize sıfır konumda bulunan 4 kişilik masaya oturduk ve sizi 2 kişilik yere alalım gibi terbiyesizlikler asla yaşanmadı. Oturduğumuzda gerçekten masa örtüsü pis olmasına rağmen biz oturduktan 1 dakika sonra çalışanlardan birisi gelerek yeni masa örtüsü serdi. Yani bizi pis örtü de yemek yedirmediler.

Aydın Balık Kahvaltı Fiyatları 
Aydın Balık açık büfe kahvaltı fiyatı kişi başı 35 liradır. Açık büfe kahvaltı için çok farklı çeşitler yer almasa da genel olarak menüyü yeterli buldum. Termos ile gelen çayı gerçekten güzeldi. Sıcaklardan Menemen , kuymak ve sucuklu yumurtadan birisini tercih edebilirsiniz. Bunun için ekstra bir ücret talep edilmemektedir. Biz sucuklu yumurta istedik , onun lezzeti de gayet yerindeydi.

Garipçe Köyü ve Aydın Balık'a Ailemle Gidebilir Miyim?
Kesinlikle aileniz ile birlikte rahat edebileceğiniz bir mekan.

Aydın Balık Kahvaltı Otopark Ücretleri
Arabamızı Aydın Balık önünde bulunan otoparka bırakıp anahtarı valeye teslim ettiğimizi söylemiştim. Kahvaltımız ve gezimizi noktalayıp dönüş yolculuğumuza başlamak için arabanın anahtarını valeden alırken vale herhangi bir ücret talep etmedi, ücret beklediğini de bana hissettirmese de bahşiş vermeyi uygun gördüm. Yani siz arzu ederseniz hiçbir ücret ödemeden bile otoparkı kullanabilirsiniz.

Garipçe'de kahvaltıdan sonra neler yapılabilir?
İnternetten araştırıp gittiğimiz söylemiştim. Garipçe'ye kadar gidip Rumeli Feneri'ne uğramadan dönülmez şeklindeki yorumlar dikkatimi çektiği için Garipçe'ye 1 - 1.5 km mesafe de olan Rumeli Feneri'ne bizde gitmek istedik ama Rumeli Feneri yerine kahvaltı yerinin karşısındaki tepe de olan yeri Rumeli Feneri zannedince biz Rumeli Feneri yerine Garipçe kalesine gittiğimizi dönerken farkettik. Doğal bir yapıya sahip olduğu için doğa sever birisi iseniz o bölge de yürüyüş yapmak bile hoşunuza gidecektir. Yemekten sonra deniz kıyısında dolaşabilir. Kıyıda bulunan minik taburelere oturup çayınızı yudumlayabilir yada Garipçe Kalesi'ne yürüyerek yada araba ile dik yokuşu aşıp ulaşabilir burada güzel fotoğraflar yakalayabilirsiniz. Sonrasında Rumeli Feneri'ne gidip fotoğraf çekmek için uygun ortamı yaratabilirsiniz.




Devamını Oku

19 Aralık 2015 Cumartesi

Kardashev Cetveli | Evrendeki olası medeniyet seviyeleri

Kardashev cetveli dünya dışı yaşam formlarını araştıran astrofizikçi Nıkolai Kardashev tarafından 1964 yılında ortaya atılmış ; bir medeniyetin ne kadar nüfusa sahip olduğu, ne kadar enerji üretebileceği ve enerji tüketimi yapabileceği üzerine kurulu olan bir düşüncedir.

Nikolai Kardashev bu cetveli ilk ortaya attığında medeniyet seviyeleri 3 sınıftan oluşmaktaydı. 1. 2. ve 3. sınıf medeniyet olan bu düzeyler Nikolai Kardashev'den sonra daha da genişletilerek 4. ve 5. sınıf medeniyete kadar genişletilmiştir. 

İşte sınıflar arası enerji seviyeleri:

Sınıf I : 10 000 000 000 000 000 W 
Sınıf II:  100 000 000 000 000 000 000 000 000 W 
Sınıf III:  10 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 W
Sınıf IV:  100 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 W
Sınıf V:  1 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000 W

Peki biz bu cetvelin hangi seviyesindeyiz? Biz bu cetvelin 0. seviyesindeyiz yani gelişmişmiş düzeyimiz henüz Kardashev cetvelinin 1.sınıfına geçecek kadar bile yeterli değil. Büyük devletler , kaynak için yapılan savaşlar ve büyük devlet anlayışımızın aslında ne kadar dar olduğunun bir göstergesidir.

Peki Dünya Kardashev Cetveline göre 1. sınıfa nasıl geçecek?

Sınıf I seviyesinin ihtiyaç duyduğu enerji miktarı, yıldızların yaşanabilir bölgelerindeki elde edilebilir tüm enerjiyi kullanabilme ve artan nüfusun ihtiyacını karşılayabilecek şekilde depolama anlamına geliyor. Bu açıklamadan sonra sanırım sizin de aklınıza dünyada yapılan su savaşları petrol savaşları gelmiştir. Hayali cetveldeki bu hayali sınıfa bırakın erişmeyi biz elimizdekileri bile refah içerisinde değil savaş ile kavga ile kan ile elde ediyoruz. Eğer Sınıf I seviyesine gelmek istiyorsak şu anki enerji üretimimizi 100.000 kat daha artırmamız gerekiyor. Böyle bir enerji üretimi için dünyada var olan yada var olmamış ama var edilebilecek her türlü enerjiyi elde edebiliyor ve bunu kullanabiliyor olmalıyız. İnsanlık volkanları, hava olaylarını, hatta depremleri bile enerji elde etmek için kullanabilir (teoride). Gelelim sorumuzun cevabına ; dünya sınıf I seviyesine yükselmek için minimum 100 yıla daha ihtiyacı var.

(Yazıları okumak yerine 5 dakikalık videoyu da izleyebilirsiniz...)

Peki dünya Kardashev Cetveli'ne göre Sınıf 2 ve Sınıf 3 'e nasıl geçecek?
Enerji oranları dikkate alınarak ; insanoğlu aynı çizgide gelişmeye devam ederse ;

Sınıf I  için ortalama 100 yıl,
Sınıf II için ortalama 100 000 yıl
Sınıf III için ortalama 100 000 000 yıl gereklidir.

Yani sınıf II 'ye erişsek bile Sınıf III bizim için çok ütopik bir çağdır. Zaten varsayımlar göz önüne alınarak Sınıf III için oluşturan dünya modelinde günümüz insanoğlundan bugünkü şekli ile bahsedilmiyor. Bu derece aciz ve kırılgan bir canlı yapısına sahip insanın çeşitli evrimler geçirerek süper metabolizmalı ve sibernetik organlara sahip deyim yerindeyse süper insan modeline ulaşması ön görülmektedir. Bununla birlikte toplum yapısı ve sosyal yaşamın bile kökten değişmesi anlamına gelmektedir.

Kardashev'den sonra bilim adamlarının 4. ve 5. seviye medeniyet seviylerini ortaya attıklarını söylemiştik. Sınıf III bile bizim için ulaşılması güç bir konumdayken Sınıf IV ve Sınıf V 'in ne kadar ulaşılmaz olduğunu hayal edin. Biz sıfırıncı seviyedeyken evrenin bir köşesinde başka yaşam formlarının da olduğunu varsayarsak acaba onlar kaçıncı seviyedeler? Biz Sınıf I 'e yükselmek için önümüzde minimum 100 yıl olduğu söylenirken acaba Sınıf V kategorisinde bir medeniyet mevcut mu?

Uzaya gönderilen Voyager 1 ve Voyager 2 uzay araçları üzerinde bulunan altın plakta birçok dilde söylenmiş buna Türkçe 'de dahil "Merhaba sevgili dostlarımız" sesli notu bulunmaktadır. Sesli notun yanında bir de resimler yer almaktadır. Bu resimlerden birisi Da Vinci 'nin insan vücut taslağıdır.

Binlerce milyonlarca yıldır yalnız olduğumuzu sandığımız evrene yolladığımız bu mesaj bizden daha ileri seviyeye ulaşmış dostane olmayan medeniyetlerin eline geçmesi hoşumuza gitmeyen sonuçlara yol açacaktır.
Devamını Oku

10 Aralık 2015 Perşembe

ilk arama motorlarından: Altavista

İnternet dünyası arama motoru ile 1998 yılında Google ismi ile tanıştığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Google 'dan daha öncesine gidelim. Google 'dan 3 sene öncesine , 1998 yılında Google'ın ilk görüntüsüne kıyasla daha modern görünüme sahip olan Altavista o tarihlerde lider arama motoruydu. 1990 yılında archive.com ile başlayan arama motoru serüveni o yıllarda hiç denecek kadar az yatırım alıyordu. Altavista'dan sonra çıkan Yahoo arama motoru en popülerler arasına girse de ileri tarihlerde arama motoru kısmı için bünyesine Altavista'yı katmıştır.

Html ile tasarımı yapılmış olan Google'a karşı pazar payında üstünlük sağlayan Altavista zaman içerisinde Google'ın önlenemez yükselişi karşısında yaptığı stratejik hatalar ile 2013 yılında sahibi olan Yahoo tarafından kapatıldı.  


Google Pagerank sistemini dünyaya pazarlamaya çalışıp başarısız olunca 1999 yılında 35 milyon dolar yatırım kredisi almış projelerini kendileri canlandırmışlardır. Kim bilir belki de page rankı iyi bir şekilde pazarlayabilselerdi bugün Google bulunduğu konuma hiç gelemeyecekti.

Google'ın gelişimi sırası ile ; Google Arama Motoru, Google Araç Çubuğu, Google Book Search, Google Mail, Gmail'dir. Altavista dahil hiçbir arama motoru bu gelişime ayakuyduramadığı için 2007 yılı itibari ile Google dünyanın lider arama motoru olduğunu ilan edip dünya çapında üne kavuşmuştur.

60.000 çalışana 150 milyar dolar gelire sahip Google bugün birçok ülkeden daha gelişmiş bir ekonomik gücü elinde bulundurmaktadır.
Devamını Oku

3 Aralık 2015 Perşembe

İngiltere Günceleri 1 : Londra'nın Pazarları

Londra'nin pazarları ; ama bunlar bizim bildigimiz pazarlardan değil. Giriş cümlesi ile birlikte beklentiyi düşük tutup yazının devamında sizin de taktiriniz ile yükselerek devam etmesini istedim. Umarım sizin için de eğlenceli bir yazı olur ben yazarken çok keyif alacağımın hissini şuan hissetmenin ötesinde yaşamaya başladım bile , kaldığım yerden devam etmek istiyor şuan bende sizin gibi bu yazının beni nerelere sürükleyeceğinin merakı heyecanı içerisindeyim.

Londra'nin pazarları ; ama bunlar bildiğimiz pazarlardan değil.

Dünya mutfağından tutun antika eşyalara kadar aradığınız herşeyi ama herşeyi Londra gibi pahalı bir şehirde cep yakmayan fiyatlara bulabileceğiniz pazarlardan bahsediyorum. Klasik olarak meyve sebze satan tezgahlar da yok değil tabii. Bu pazarların çoğunda belirli bir düzen hakim değil. Sağlı sollu tezgahlarin arasında yürürken kafanızı nereye çevirseniz her defasında farklı türden ürünlere rastlamanız mümkün. Böyle anlatıldığında ortama bir karmaşa hakim gibi düşünülse de bu durum gözü rahatsız etmiyor. Aksine sizde her tezgahta durma isteği uyandirdığı için her bir pazara koca bir gününüzü ayırmanız gerekiyor. Orada ne varmış burada ne varmış derken bir bakmışsınız akşam olmuş. Bu yazıda sizlerle hepsini olmasada gezebildigim pazarları kendi çektiğim fotoğraflarla birlikte anlatmaya çalışacağım.

Fotoğrafı Büyüt - Borough Market


Borough Market: Burada giyim kuşam namına pek bir şey bulamazsınız. Daha çok gıda üzerine kurulmuş bir açık pazar. Sebze meyvelerin yanı sıra ayaküstü yiyebileceğiniz hazır gıdalar da bulabilirsiniz. Mesela siparişlerini uzaktan bağırarak alan amcanın muhteşem hamburgerlerini yemeden gelmeyin derim. Dumanlar çıkan bir tezgahın önünde bir insan yığını görürseniz kesinlikle doğru yerdesiniz. The observer okurları tarafından Büyük Britanya'nın en iyi pazarı seçilen Borough Market London Bridge metro durağının hemen yanında bulunuyor.




Fotoğrafı Büyüt - Brick Lane Market


Brick Lane Market: Dünya mutfağından hazır yemekler, giyim, takı ve küçük aletleri ayrı ayrı bulabilirsiniz. Aynı zamanda görsel açıdan da zengin bir pazar. Sokaklarda gezerken binalarin arka cephelerine yapılmış birbirinden güzel grafitiler görebilirsiniz. Dükkan sahiplerinin müzik eşliğinde dans ederek gözünüzün önünde kalıp çikolataları rendeleyerek yaptıkları sıcak çikolatayı kesinlikle denemelisiniz.



Fotoğrafı Büyüt - Camden Town

Camden Town: Küçük küçük bir çok pazardan oluşur. Meyve sebze, hazır yemekler, giyim kuşama dair herşeyi bulabilirsiniz.Şehrin dışında kalmış olan bu bölge yerliler tarafından etkinliğini kaybedince turist akınına uğramış bir görüntü çizmektedir. Hediyelik eşya ve ayakkabıları ucuz olan bu pazarı da mutlaka gezmenizi tavsiye ederim. Fiyatları ile adeta sizi cezbedecek bu pazarda kendinizi kaybedebilirsiniz. Şehre uzak kalmış olsa da Camden Town ve Camden Lock marketine ulaşım araçları ile rahatça ulaşabilirsiniz.




Fotoğrafı Büyüt - Portobello Road
Portobello Road: En sevdiğimi en sona sakladım. O kadar sevdim ki gezmek icin tam iki günümü ayırdım. Çünkü yiyecek ve içecek o kadar çok şey var ki hepsini bir günde tadabilmeniz mümkün değil. Sabah hafif bir kahvaltı yapmışsanız pazarın girişinde satılan ananasın içini oyarak yapılan içeceği elinize alarak gezmeye başlayabilirsiniz. Antikacıları gezdiniz o birbirinden güzel fotoğraf makinelerine hayran kaldınız. Gezerken durup köşede çalan grubu dinlediniz. Hafiften acıkmaya başladınız sıcak sıcak yapılmış çilekli nutellalı krepler midenizi bastırmanıza yardımcı olacaktır. İkinci el pazarına girdiğinizde ise birbirinden ucuz bir çok şey bulabilirsiniz. Tahmin edebileciğiniz üzere ürünler pek kaliteli değil. Ben almayı tercih etmemiştim ama o kıyafetlerin arasında dolaşıp "bunları kimler giyiyordu acaba" diye düşünmek hoş olabiliyor.

Fotoğrafı Büyüt - Houmous Falafel
Son olarak gördüğüm en güzel falafel dükkanını paylaşmak istiyorum. İçinde nohuttan yapılan falafel köftesi bulunan ve özel soslarla zenginleştirilmiş sandviçleri yiyip limonatanızı içerek yorgunluğunuzu atabilirsiniz.
Devamını Oku